İfâde hürriyeti
1970’li senelerde Türkiye’de siyâsal gündemde fikir ve inanç hürriyeti yoğunlukla tartışılırdı. Hedefte Türk Cezâ Kânunun 141,142 ve 163. maddeleri vardı. Sol kesim daha çok ilk ikisi ile, sağ kesim ise ikincisi ile alâkadardı. Burada dikkat çeken husus, ifâde, toplantı ve örgütlenme hürriyetlerinin ki bunlar da dile getirilirdi, fikir ve inanç hürriyetinin bağımlı değişken i olarak muamele görmesiydi. Evet, herkesin zihninde, şöyle veyâ böyle bir fikir vardı. 1980’lerden, bilhassa da Sovyetler